Destekleyici psikoterapi nedir?

Destekleyici psikoterapi kavramı, 20. yüzyılın başında psikanalizin amaçlarından çok daha sınırlı bir tedavi yaklaşımı olarak geliştirildi. Destekleyici psikoterapi, hastanın şikayetlerine baş vurması veya bir kişinin geçici sorununa yardımcı olması, hastanın kişilik değişikliği yerine ciddi psikiyatrik hastalıkların yeniden şiddetlenmesini önlemeyi amaçlar. Destekleyici psikoterapide kullanılan temel yöntemler övgü, güvence, teşvik etme ve yeniden çerçeveleme şeklindedir. Destekleyici psikoterapi, ifade ve davranışsal bilişsel terapi tekniklerini kullanan eklektik bir terapidir. Destekleyici psikoterapinin, şizofreni, depresyon, anksiyete bozuklukları, madde kullanım bozuklukları, kişilik bozuklukları ve nervoza anoreksi gibi suç müdahalesinde ve tedavisinde etkili olduğu gösterilmiştir (Çakır, Özerdem, 2010, 1).

Destekleyici psikoterapi nedir?

Destekleyici psikoterapi kavramı, 20. yüzyılın başında psikanalizin amaçlarından çok daha sınırlı bir tedavi yaklaşımı olarak geliştirildi. Destekleyici psikoterapi, hastanın şikayetlerine baş vurması veya bir kişinin geçici sorununa yardımcı olması, hastanın kişilik değişikliği yerine ciddi psikiyatrik hastalıkların yeniden şiddetlenmesini önlemeyi amaçlar. Destekleyici psikoterapide kullanılan temel yöntemler övgü, güvence, teşvik etme ve yeniden çerçeveleme şeklindedir. Destekleyici psikoterapi, ifade ve davranışsal bilişsel terapi tekniklerini kullanan eklektik bir terapidir. Destekleyici psikoterapinin, şizofreni, depresyon, anksiyete bozuklukları, madde kullanım bozuklukları, kişilik bozuklukları ve nervoza anoreksi gibi suç müdahalesinde ve tedavisinde etkili olduğu gösterilmiştir (Çakır, Özerdem, 2010, 1).
Destekleyici psikoterapi, terapist girişimleri tarafından psikiyatrik tanı amaçlı değerlendirme zorunluluğu getiren plan yapılmış ve spesifik bir hedefe ulaşmak için tasarlanmış bir psikoterapi biçimidir. Psikodinamik dayanaklara dayanmaktadır. Bununla birlikte, bu terapiyi kullanan psikoterapist, hastanın gereksinimlerini göz önüne alarak, kullanım yaptığı müdahale araçları açısından bütüncül diğer psikoterapi tekniklerinden faydalanabilir olabilmelidir. Günümüzde destekleyici psikoterapi, bireysel psikoterapiler içinde en yaygın kullanılan yöntemdir. Amaçları; belirtileri iyileştirmek; ruhsal bozukluğun yinelenmesi riskini azaltmak veya önlemek; öz saygıyı, ego işlevlerini ve uyum becerilerini onarmak, sürdürmek ve geliştirmek; bireyin bir ruhsal bozukluğu olmasa da güncel bir sorunla baş etmesine yardım etmektir (Çörüş, 2012, 6).
En sık kullanıldığı ve en etkili olduğu ruhsal sorun ve hastalıklar; depresif bozukluk, fobik bozukluklar, panik ataklar ve panik bozukluk, sosyal fobi, fiziksel durumu etkileyen psikolojik etmenler (psikosomatik bozukluklar), yas süreci, intihar krizi veya sonrası, evlilik sorunlarındaki kriz durumları, bunamanın erken evreleri, madde kötüye kullanımı, şizofreni ve tüm kişilik bozukluklarıdır (Deveci, 2008, 266).
Ayrıca bazı tıbbi hastalıkların (AIDS, kanser, bazı nörolojik hastalıklar gibi) terminal dönemlerinde, kronik tıbbi hastalıklara sahip hastaların (astım, şeker hastalığı, transplantasyon sonrası uyum gibi) ruhsal sorunlarında ve akut tıbbi hastalıklar (kalp krizi sonrası, omurilik yaralanmaları) sonrasında destekleyici psikoterapiden yararlanılır (Erkan, Özbay, Çankaya, Terzi, 2012, 137).
Psikoterapi durumunda, herhangi bir terapist modelin terapisti gerektiğinde desteklemesi doğaldır. Destekleyici Psikoterapi, Bilişsel Davranış Terapisi ile kesişen olmasına rağmen ayrı bir terapi modelidir. Adından da anlaşılacağı üzere, “Destekleyici Psikoterapi”, müşteriyi desteklemeyi amaçlayan bir terapi yöntemidir. Ana amaçlarından biri; müşterinin stresli yaşam olaylarıyla başa çıkma becerisini güçlendirmeye çalışmaktır. Bu, müşterinin içinde bulunduğu durumu daha iyi tanımlayabilmesi ve anlayabilmesi, seçeneklerini keşfetmesi, karşılaştığı zorluklara karşı direncini arttırması, duygularını ve düşüncelerini rahatça paylaşmasını sağlamayı amaçlayan psikoterapi yöntemidir. Aynı zamanda, farklı durumlara uyum yeteneklerini artırmayı hedefliyorlar. Kişinin bulunduğu zorlayıcı bir yaşam durumunda, esneklik kaybolduğunda uyum yeteneği azalır ve sonuç olarak sorunu aşmak daha zorlaşabilir. Kendilerini iyileştirmek isteyenler, zorlayıcı yaşam olaylarıyla ve ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya olanlar, içinde oldukları durumla baş edemeyen / baş edemeyen kişilere fayda sağlayan psikoterapi yöntemidir. Destekleyici psikoterapi de bir terapi modeli düşük kendini algılamayı artırmak için çalışır. kendini algılamadaki gelişme, müşteriyi daha iyi hissettirir, aynı zamanda stresli ve cazip hayat olaylarıyla başa çıkma becerisi kazanır (Kapçı, Uslu, Sukhodolsky, Ergin, Çokamay, 2012, 121).
Zihinsel sağlık alanının her geçen gün artan etkisine ek olarak, bu konuda da bilgi eksikliği bulunmaktadır. Günümüzde her yaş grubundan psikoterapiye ihtiyaç duyan insanlar bizim için giderek önem kazanmaktadır. Toplumdaki bilgileri artırdığı görülse de, pek çok kişinin psikolojik danışma alıp almadığı halen bilinmiyor. Her şeyden önce “Psikoterapi Nedir?” Sorusunun cevabını aramalıyız. ” Psikoterapi, hayatımızdaki kişinin onu bulması, yaşamını yeniden organize etmesi, kendine ve çevreye hoşnut olması, kendisi ve çevresi ile barışık olması için en iyi şeydir. ” (Kozacıoğlu, ty) Psikoterapide, yol. Danışman, yol başında kararsız bir durum olması durumunda, gerektiğinde bir rehberlik yaparak rehber öğretmenine yardımcı olmayı hedeflemektedir. Psikolojik danışma birçok farklı bakış açısı ve okul içerir. Psikoterapistin görüşüne göre, bu farklı tedavi modaliteleri genellikle bu süreçte aynı konularda yoğunlaşmaktadır (Keçeci, Şimşek, 1998, 3).

DESTEKLEYİCİ PSİKOTERAPİ NASIL UYGULANIR?
Uygulama Alanları
Psikotik Bozukluklar
Duygudurum Bozuklukları
Anksiyete Bozuklukları
Ek Tanılı Durumlar
Kişilik Bozuklukları
Krize müdahale
Fiziksel Hastalıklar
Yaşlı Hastalar
Alkol Kullanım Sorunları
Dürtü Denetim Bozuklukları
Psikoterapi rastgele bir konuşma değildir. Psikoterapötik mülakatta, terapist ve müşterinin belli konularda yoğunlaştıklarında bazı araçlara ihtiyaçları bulunmaktadır. Bazı psikoterapi okulları bu cihazların bazılarına daha fazla önem verirken, şema terapisi gibi bazı okullar, tüm cihazları belli bir seviyede kullanmaya çalışmaktadır. Alet çantasında bir psikoterapiste ne olur? (Keskin, Ünlüoğlu, Bilge, Yenilmez, 2013, 344).
Duygular: Duygular, psikoterapide en çok vurgulanan deneyimlerdir. Buradaki amaç, müşterinin dünyasında olanı görmek ve göstermek, ayrıca duygularını tanımalarına ve ifade etmelerine yardımcı olmaktır. Çünkü duyguların tanınması ve ifade edilmesi, kendi içinde bir şifa faktörüdür. Duygular doğru veya yanlış olarak değerlendirilmez. Danışmanı anlamak ve müşterinin olumlu değişimine yardımcı olmak için yalnızca bir ipucu olarak kullanılırlar.
Düşünceler: Bazı duygulara belirli bir doğanın düşünceleri eşlik etmektedir. Örneğin, sınav hakkında “umutsuz” hissi uyandıran bir öğrenci, “muhtemelen kazanamayacağım” düşüncesine sahip olabilir. Düşünceler bazen gerçekçi veya işlevsel değildir. Bu durumda müşteri, duygularıyla ve gerçekçilik seviyesiyle olan ilişkiden haberdar olmalıdır.
Bedensel duyumlar: Müvekkil bedeninde yaşadığı durumu görmelidir. Duygular ve düşüncelerle ilgili bu fiziksel tecrübelerin farkındalığı, müşteriler dünyasında yeni ufuklar açabilir.
Davranışlar: Yaşamımızda ve psikoterapide en önemli olaylardan biri davranışımızdır. Günlük yaşamda sergilediğimiz davranışlar bize normal, doğru, sağlıklı ve alternatifsiz olarak geliyor.
Danışman – Terapist ilişkisi: Bazı psikoterapi modellerinde (örneğin şema terapisi) danışman ve psikoterapist arasındaki ilişki hem müşterinin problemini anlama aracı olarak hem de sorunu çözmenin bir aracı olarak değerlendirilir.
Anıları: Anıları işleme amacı, müşterinin hayatını şekillendiren kalıpları oluşturma ve bu tutumlarla ilişkisini gösterme sürecini merak etmek değil, anlamaktır.
Rüyalar: Bazı psikoterapi okulları, müşterinin bilinçdışı deneyimini anlamaya büyük önem verir. Rüyalar özel oturumlarda özel psikoterapi teknikleri ile değerlendirilir.
Duygusal sorunlu kişileri tedavi etmek için kullanılan yöntemler ve tedavi süreçleri olarak psikoterapi kavramını tanımlayabiliriz. (Çakır, Özerdem, 2010, 2).
Bireysel psikoterapi: Psikoloğun ve müşterinin yarattığı bir etkileşim sürecinde uygulanan terapi türüdür.
Yaşılabilirlik ve aile terapisi: Eşler ve psikologlar tarafından oluşturulan bir etkileşim sürecinde uygulanan terapi türüdür. Eşler terapi sürecinde ayrı olarak veya birlikte alınır.
Grup terapisi: Bir psikolog tarafından yönlendirilen ve 10-15 yaş arası insandan oluşan bir terapi. Yaklaşık 90 dakika sürer.
Psikoeğitim: Belirli konularda gruplarla psikolojik danışma faaliyetlerini kapsar. Madde bağımlılığı gibi özel konular belli sayıda sandalyede ele alınmaktadır. Bilgi sağlanmaktadır. Karşılıklı etkileşimler sağlanır.

Psikoterapi uygulama yöntemleri nelerdir?

Yüz yüze terapi: Geleneksel terapi yöntemdir. Bir odada psikologlar ve terapistler konuşarak konuşurlar.
Çevrimiçi terapi: Bir psikolog ve danışman tarafından internet veya telefon yoluyla yazışma, video röportaj veya e-posta danışma şeklinde gerçekleştirilen günümüzün yeni terapisi.
En iyi bilinen psikoterapi okulları şunlardır:

Psikoterapiye birçok farklı yaklaşım vardır. Psikologlar, psikoterapötik bir yaklaşımın yanısıra çoklu yaklaşımları birlikte kullanırlar. Her teorik yaklaşım, psikososyal müşterilerin sorunlarını anlamak ve uygun çözümler geliştirmek için bir yol haritası gibidir (Çörüş, 2012, 7).
Tedavinize en iyi psikolojik yaklaşım psikoloğunuz tarafından sizin hakkınızdaki bilgiler ve araştırmanızın sonuçları olarak belirlenecektir. Bir psikolog, tedavide psikoterapi yaklaşımını benimser, ancak daha sonra yeni durumlara dayalı yeni yaklaşımlar belirleyebilir. Örneğin, bilişsel-davranışçı terapi kullanarak, sorunlarınıza daha etkili baş etme becerileri geliştirmenize yardımcı olmak için pratik bir tedavi yaklaşımı benimseyip belirli görevleri yerine getirmek isteyebilirsiniz. Bu yaklaşım genellikle ödev içerir. Sana ev ödevlerini verebilir, korkularınızın üstesinden gelmenizi ister. Bilişsel terapilerle karşılaştırıldığında, psikoterapiye psikoanalitik ve hümanistik yaklaşımlar genellikle eylemden ziyade konuşmaya odaklanmıştır. Bu yaklaşımı benimseyen psikolog, mevcut sorunlarınızın ana nedenlerini anlamanıza yardımcı olmak için sizinle olan erken çocukluk deneyiminizi değerlendirecektir. Bu sohbetlerinizin geçmişle ilgili konuşmak için harcanmasına neden olabilir (Deveci, 2008, 267).
Psikolog, tek bir yaklaşıma bağlı kalmaksızın çeşitli psikoterapi stillerini birleştirebilir. Aslında, terapistin sabit bir terapi sınıfına bağlı olması gerekmez. Bunun yerine, psikologlar, farklı yaklaşımlardan öğeleri harmanlayarak ve her bir müşterinin ihtiyaçlarına göre bireyselleştirilmiş tedaviyi uygulayarak daha başarılı olurlar. Bilmeniz gereken bir diğer önemli şey, psikolojinin ihtiyacınız olan bölgede yeterli uzmanlığa sahip olup olmadığıdır (Erkan, Özbay, Çankaya, Terzi, 2012, 138).

PSİKOZLARDA DESTEKLEYİCİ PSİKOTERAPİ NASIL UYGULANIR?

İlaç tedavileri
Bu tedaviler genellikle duygudurum düzenleyicilerle (faz profilaksisi) yapılır ancak aynı zamanda antipsikotikler, antidepresanlar, benzodiazepinler ve hipnotikler gibi diğer ilaçlarla da yapılır.
Psikososyal terapiler: Psikolojik tekil veya grup terapileri
Psikolojik eğitim
Bilişsel davranış terapisi
Ritim terapisi
Derin psikolojik yöntem, mülakat / konuşma psikoterapisi
Bağımlılık terapisi
Biyolojik terapiler
Uyku yoksunluğu tedavisi
Diğer terapiler
Aile Terapisi
Ergo terapisi ve iş terapisi
Sosyoterapi
Sosyal yeterlilik uygulaması
Meta bilişsel egzersiz
Sanat Terapisi
Dans terapisi
Cogpack

PSİKOTERAPİSTİN ROLLERİ NELERDİR?

1. Terapist, müşteri için bir rol modeli olmalıdır.
2. Başkalarına yardım ve sevgi verebilen terapistler, kendilerini ve bilgisini saygı duyan ve takdir eden terapistlerdir.
3. Terapistin uzmanlığının farkında olması ve kabul edilmesi, hastanın kendisinin güven içinde ve kendisini açmasında önemli bir rol oynamaktadır.
4. Terapist değişim net olmalıdır.
Etkili terapistler kendileri ve topluluk hakkında bilgi sahibidirler ve onların bilgisi sürekli güncellenir.
6. İyi bir terapist, hem kendi manevi dünyasında hem de terapi sürecinde karışıklığı ve belirsizliği tolere edebilmelidir.
7. İyi bir terapist kendi terapi stilini geliştirmeli ve terapide bazı kalıp ve kurallara sahip olmalıdır.
8. Etkili bir terapist, istemcisini bilmeden anlayabilir, müşteri ile müşteri arasındaki sempati sınırını bilerek ve koruyabilir.
9. Psikoterapist, hem bir eğitmen hem de müşteri için eğitim materyalidir.
10. İyi bir terapist, kendisinden /
11. Mizah duygusu, ileri bir terapistin danışmanlık oturumunda yer alan pratik tarzı yumuşatarak ve bükerek, farklı bir bakış açısı kazanmasına yardımcı olur.
12. Psikoterapistlerin hatalarını kabul ederek itiraf etmeleri ve onları öğrenme fırsatlarına dönüştürme kabiliyeti, danışmanlar için iyi bir rol modelidir.
13. Geçmişini ve geleceğini görmezden gelmeden günlük odaklanmaya odaklanan bir psikoterapist, müşteri için iyi bir model haline gelir.
14. İyi bir terapist, kültürel etkileri bilen ve hem kendi hem de müşterinin duygu, davranış ve düşüncelerini değerlendirebilen ve uygulayan bir kişidir.
15. Müvekkilini kendini keşfetmeye çalışan terapist, önce kendini çözmüş ve kendini keşfetmiş olmalıdır. (Kapçı, Uslu, Sukhodolsky, Ergin, Çokamay, 2012, 122).

KAYNAKÇA
Çakır S, Özerdem A. “İki Uçlu bozuklukta psikoterapötik ve psikososyal sağaltımlar: Sistematik bir gözden geçirme”. Türk Psikiyatri Dergisi. 2010. 1-12.
Çörüş G. “Rasyonel-emotif (ret) ve bilişsel-davranışçı terapiler (bdt) : Yakın dönem araştırma bulguları”. Psikoloji Çalışmaları Dergisi. 2012.
Deveci A, Danacı AE, Yurtsever F, Deniz F, Yüksel EG. “Şizofrenide psikososyal beceri eğitiminin belirti örüntüsü, içgörü, yaşam kalitesi ve intihar olasılığı üzerine etkisi”. Türk Psikiyatri Dergisi. 2008. 19(3). 266–273.
Erkan S, Özbay Y, Çankaya ZC, Terzi Ş. “Üniversite öğrencilerinin yaşadıkları problemler ve psikolojik yardım aramaya ilişkin gönüllülük düzeyleri”. Eğitim ve Bilim Dergisi. 2012. 37(164).
Kapçı EG, Uslu Rİ, Sukhodolsky D, Ergin DA, Çokamay G. “Bilişsel-davranışçı terapi kaygı programının ilköğretim okulu öğrencilerinde sınanması.” Bilişsel Davranışçı Psikoterapi ve Araştırmalar Dergisi.2012.1(2). 121–126.
Keçeci M, Şimşek Z. Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu. Bölüm: 1. N Erol, C Kılıç, M Ulusoy, M Keçeci, Z Şimşek(ed) Birinci Baskı. Ankara. Eksen Tanıtım Ltd. Şti.1998.sf:1–3.
Keskin A, Ünlüoğlu İ, Bilge U, Yenilmez Ç. “Ruhsal bozuklukların yaygınlığı, cinsiyetlere göre dağılımı ve psikiyatrik destek alma ile ilişkisi”. Nöropsikiyatri Arşivi. 2013 (50). 344-351).

Bu makale 8 Mayıs 2024 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Kln. Psk. Bil. Uzm. Canan Sinanoğlu

Kln. Psk. Bil. Uzm. Canan Sinanoğlu ; Lisans eğitimini Atatürk Üniversitesi , uzmanlık eğitimini Yakın Doğu Üniversitesi bölümlerinde tamamlamıştır . Aile Danışmanlığı eğitimini ise  Mevlana Üniversitesi'nde tamamlamıştır Tezini “Evliliklerinden Hoşnut Olan ve Olmayan Bireylerin Depresyon Düzeyleri ve İntihar Olasılıklarının Karşılaştırılması” üzerine yapmıştır. Amerika Birleşik Devletleri Madde Kullanımı Danışmanları Birliği (NAADAC) ve Yakındoğu Üniversitesi’nde Sigara Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlılığı Danışmanlık Sertifika Eğitimini tamamlamıştır. Psikoterapi eğitimleri , aile ve çift terapisi eğitimleri , cinsel terapi eğitimleri , grup terapisi eğitimleri , hipnoterapi gibi bir çok eğitimlerini tamamlamıştır  .Uzun yıllar Sağlık Araştırmaları  Genel Müdürlüğü , Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü gibi Sağlık Bakanlığı'nın farklı ku ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
youtube
linkedin
instagram
Etiketler
destekleyici psikoterapi
Kln. Psk. Bil. Uzm. Canan Sinanoğlu
Kln. Psk. Bil. Uzm. Canan Sinanoğlu
Ankara - Klinik Psikolog
Facebook Twitter Instagram Youtube